Evde çocuklar var.
Adları: serotonin, noradrenalin, dopamin, GABA, glisin vb.
İlk 3 çocuğu örnek alalım.
Bu 3 çocuk evde aç kalıyorlar.
En güçsüz olan ilk önce acıkacak.
Evde ilk onun açlık belirtileri baş gösterecek.
Yemek verin diye sızlanacak, verilmezse ağlayacak.
Beyinde de işler böyle yürür.
Beklentiler karşılanmadığında duygusal tepki gösterilir.
Bilinç düzeyi azalır.
Ve etkinliği en zayıf olan nörotransmiter eksikliği baş gösterir.
Nörotransmiter etkinlikleri kişiliğe göre değişir.
Örneğin kararlı, tuttuğunu kopartan kişilikte dopamin etkinliği yüksek, serotonin etkinliği düşüktür.
Enneagram tip 8 olan bu kişilik sahibine herhangi bir şikayetinde serotonin etkinliği artırıcı bir ilaç verilebilir.
Zaten serotonin etkinliği zayıf olduğundan herhangi bir sıkıntılı halinde ilk serotonin eksikliği belirtileri gözlenecektir.
Zaten etkinliği güçlü olan dopaminerjik bir ilaç kesinlikle yan etki gösterecektir.
Örneğin kan basıncını artıracaktır.
Enneagram 9 kişilik tipinde serotonin etkinliği yüksek, dopamin düşüktür. Uyumlu ama inatçı olan bu kişilerde ilk ilaç tercihi dopamin etkinliğini artıran ilaçlar olmalıdır. Ancak ne yazık ki bu kişiliği tanıyamayan ve ´Enneagramı bilmeyen ve dolayısıyla hastaya özel değil koyduğu tanıya göre ilaç veren hekimler bu kişilik grubuna ısrarla verdikleri serotonin artırıcı ilaçlarla tedavinin başında yan etkiler göstermekte, zaten hasta durumuyla sıkıntılı olan hastalar bir de yan etki sorunuyla uğraşmak durumunda kalmaktadırlar.
(Sorulunca tanıya uygun ilaç seçiminin kanıta dayalı, bilimsel olduğunu söyler akademisyen meslektaşlarım)
(laf aramızda bu konuyu psikiyatristler, nörologlar ve diğer doktorlar bilmezler, onlar kişiye değil tanıya göre ilaç yazarlar ve sonuçta başarısız olurlar. Hastaları alışırsın diyerek zorla yan etki gösteren yanlış ilaçları ısrarla kullandırırlar. Hüsran kaçınılmaz. Ama farkında değillerdir. Çünkü böyle ezberlemişlerdir. Ya Hu bu ilaç adeta zehirliyor, kusuyor, başları dönüyor hastaların, diye düşünemezler, düşünme yeteneklerini kaybetmişlerdir.
Gönderdim bilimsel dergilere, basmadılar, ilgilenmediler. Sadece Amerikadaki bir Enneagram dergisi yayınlamıştı 4 yıl önce
Bir psikiyatri profu şöyle söyledi: yerleşmiş kuralların değişebilmesi için Amerikada 4 dergiden birinde yazının yayınlanması lazım, yoksa mümkün değil bunu sen kabul ettiremezsin)